Pages

Ads 468x60px

2 Temmuz 2013 Salı

Mersin Spor Kulübü 3

1949 yılına kadar bölge birinciliğini kimseye kaptırmayan Mersin İdmanyurdu, 1944 yılında Ankara da yapılan Türkiye Şampiyonasında üçüncü olma başarısı göstermiştir. 1963–64 sezonunda şampiyon olarak Türkiye 2.Ligine çıkan Mersin İdmanyurdu, 2.Ligdeki üçüncü senesinde profesyonel bir kadro oluşturarak şampiyon olmuş ve de ilk defa o yıl (1966–67) Lefter Küçükandonyadis öncülüğünde Türkiye 1.Ligine çıkmıştır. Profesyonellik Yılları Tarihinin ilk anlamlı kupası olan Başbakanlık Kupasını da aynı yıl Amatör Küme şampiyonu olan İzmir Denizgücü’nü 2–0 yenerek dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’ten almıştır. 1967 yılından itibaren aralıksız 7 yıl süreyle 1.Ligde oynayan Mersin İdmanyurdu' nun bu dönemdeki en büyük başarısı 1969–70 sezonunu evinde oynadığı maçlarda mağlubiyet yüzü görmeden ligi 4. sırada bitirmesidir. Takım 1973–74 sezonunda 2.Lige düşmüş, 1975–76 sezonunda ise tekrar yükseldiği 1.Ligde toplam 11 sezon boyunca mücadele etmiştir. Mersin İdmanyurdu, 1982–83 sezonunda evinde oynadığı 17 maç da kalesinde sadece 1 gol görerek bir sezonda kendi evinde en az gol yiyen takım olmuştur
. Kulübün tarihindeki en büyük başarılarından biri de Türkiye'yi Kupa Galipleri Kupasında şimdi ki adıyla UEFA Kupasında temsil etmiş olmasıdır. 1982–83 yılında Türkiye Kupası finalde Fenerbahçe’ye elenerek kupayı alamamasına rağmen, Fenerbahçe’nin aynı yıl şampiyon olması ile Avrupa Kupalarında mücadele hakkı kazanmıştır. Eleme maçında Spartak Varna takımına Mersin’de 0–0 ve deplasmanda 0-1’lik skorlarla elenen Mersin İdmanyurdu, o tarihten sonra düştüğü 2.Lig de bir daha şampiyonluk sevinci yaşayamamıştır. 2008-2009 sezonunda TFF 2. Lig Yükselme Grubunu 2. sırada tamamlayarak yeniden Bank Asya 1. Lig'e yükselmiştir.

Mersin Spor Kulübü 2

Kulüp Tarihçesi Kuruluşu Ziraat Bankası memuru İbrahim Yekta, Numune mektebi öğretmeni İbrahim Bigam, Tahmil tahliye memuru Edip Buran, Memur İhsan Dağıstan, 23.Alay Yaveri Üstteğmen Hasan Tahsin, Ticarethane sahibi Hamit Abey, Tüccar Hakkı Cemal Üçer, Tüccar Hayri Güntekin, Gümrük memuru Rauf Süleymaniyeli, Gümrük memuru Sami İstanbullu, Posta memuru Semih Can, Tüccar Ömer Cevdet Türkmenelili, İskele memuru Asım Güler, Tüccar Fevzi Serdengeçti, Vapur kumpanyası sahibi Kazım Kırzade, Ticaret odası memuru Lütfi Resimci, Tüccar Muhammer Yeğin, 23. Alay İşae Subayı Mustafa Lütfü, Muhasip Muhip Batıbeki ve Gümrük memuru Necati Salim tarafından 16 Ağustos 1925 Perşembe günü Mersin' de kurulmuştur
. Amacı İbrahim Yekta ve arkadaşlarının kulübü kurmalarındaki amaç; Türk gençliğinin, fizik ve moral kabiliyetlerini ulusal ve inkılâpçı amaçlara yöneltmek, yurt müdafaası amaçlarını geliştirmek, beden terbiyesi ve spor yapmasını temin etmekti. Bu amaç doğrultusunda kurulan ve de etkinliğe geçen kulüp çevrede büyük ilgi uyandırdı ve kısa zamanda Mersin halkının sevgisini kazandı. Renkleri Mersin İdmanyurdu Spor Kulübü’ nün ilk başta renkleri kırmızı-beyaz olarak kurulmasına rağmen daha sonraki yıllar kulübün ismi Mersin İdmanyurdu, renkleri ise kırmızı-lacivert olarak değiştirilmiştir. Arması Kulübün bayrağı; boyu eninin bir buçuk katı olan eşit ende ve yatay yönde ikisi üst ve alt kenarda, birisi ortada kırmızı ile iki lacivert şerit içerir. Gerektiğinde ölçüler yönetim kurulu kararı ile değiştirilebilir. Kulübün arması (rozeti) ortada kırmızı zemin üzerine MİY yazısı, onun etrafında Mersin İdmanyurdu yazısı ile kuruluş yılı olan 1925 yılı bulunan aynı oranda değişik ölçülerde yapılan armadır.(rozettir) Profesyonelliğe Geçiş Kuruluşundan itibaren 

Mersin Spor Kulübü 1

MERSİN SPOR
mersinspor resimler,mersinspor fotoğraflar,mersinspor video,mersinspor stad,mersinspor idman,mersinspor takım,mersinspor logo,mersinspor yemek
,mersinspor futbol,mersinspor manzaralar,mersinspor gezi,mersinspor tatil,mersinspor
MERSİN İDMANYURDU

MERSİNSPOR RESİMLER,MERSİNSPOR FOTOĞRAFLAR,MERSİNSPOR GÖRÜNTÜLER,MERSİNSPOR MANZARALAR

12 Haziran 2013 Çarşamba

Mersin İli Yemekleri 3

 YÜZÜK ÇORBASI
 Hamur için; Yarım kilogram un 1 tatlı kaşığı tuz 1 adet yumurta 1 tatlı kaşığı şeker Alabildiği kadar su İç malzemeler; 250 gram orta yağlı kıyma 1 tatlı kaşığı pul biber 1 çay kaşığı karabiber 1 adet orta boy soğan Yarım çay kaşığı tuz Çorba suyu için; 1 yemek kaşığı sumak 1 su bardağı haşlanmış nohut 1 çay bardağı sıvı yağ 1 adet orta boy soğan 150 gram haşlanmış parça et 1 yemek kaşığı domates salçası 1 yemek kaşığı biber salçası Gurme Yemek Tarifleri olarak size Akdeniz yöresinden nefis bir tarifi sunmak istiyoruz. Bu tarifimizi hazırlarken sizler için detaylı olarak fotoğrafladık. Eğer mantı yapmak isterseniz yüzük çorbası tarifinin bir kısmını kullanabilirsiniz. Mantıları hazırlayana kadar aynı işlemi uygulayıp ardından çorba suyu yerine, sarımsaklı yoğurt ve yağda pul biber-nane karışımı ile soslayarak aynı tarifi mantı tarifi olarak da kullanabilirsiniz. Yumurta hariç diğer hamur malzemelerini derince bir kaba koyun. Ortasını açıp yumurtayı içine kırın. Yavaş yavaş su ekleyerek hamurunuzu yoğurun. Hamurun kulak memesi kıvamından biraz daha sert olması gerekmektedir. Toplamda yaklaşık olarak 1 su bardağı civarı su yeterli olacaktır. Bu miktara göre yavaş yavaş ekleyerek hamurunuzu yoğurmaya dikkat edin. Hazır olan hamurumuzu kabında beklemeye alın. Kıymayı ayrı bir kaba alıp içerisine pul biberi, karabiberi, çok ince doğranmış ya da rendelenmiş soğanı ve tuzu ekleyip, karıştırın. yüzük çorbası hazırlanışı 1 Hamuru bezeler halinde ayırın. Yaklaşık olarak 6 beze çıkacaktır. Mutfak tezgahınıza un serperek bezelerden birini alıp açın. Fotoğraftaki şekilde katlayın. Ardından bıçak yardımıyla yine fotoğraftaki gibi kesin. yüzük çorbası hazırlanışı 2 Kestiğimiz parçaları elimizle açıp parçaları üst üste ekleyip tekrardan bıçak yardımıyla kesin. Sonunda elimizde kare kare parçalar kalacaktır. Yukarıdaki işlemi diğer bezeler için de uygulayın. yüzük çorbası hazırlanışı 3 Hazırladığımız kare parçaları masanın üzerine dizerek içerisine küçük parçalar halinde kıymadan ekleyelim. Ardından dört ucunu da birleştirerek şekil verelim. Bu aşamada da fotoğraflardan yararlanabilirsiniz. yüzük çorbası hazırlanışı 4 Genişçe bir tencereye sıvı yağı ekleyip, ince ince doğradığınız soğanı pembeleşene kadar kavurun. Domates ve biber salçasını üzerine ekleyip 1-2 kez karıştırın. Ardından haşlanmış eti ve nohutu da ekleyin, tekrar karıştırın. Ardından üzerine 1 litre kaynamış suyu ekleyin. Üzerine sumağınızı ekleyin. Sumak olmayanlar isteğe göre nar ekşisi ya da limon suyu ekleyebilirler. Ekşiyi damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz. Yaklaşık yarım saat boyunca orta ateşte iyice kaynatın. yüzük çorbası tarifi Ardından hazırladığımız mantıları içerine atıp 10 dakika boyunca mantılarla birlikte kaynatın. Bu süreçte mantılar suyun yüzüne çıkacaktır. Bu aşamada ocağınızın altını kapatın. Yemeğimizi servis yaparken isteğe göre üzerine kuru nane atabilirsiniz. Afiyet olsun.
SIKMA
 malzemeler: 500 gram un Bir miktar sıvıyağ Bir miktar bayat ekmek (hamurun yumuşak olması için yine de tercihe bağlı) 250 gram çökelek, peynir, ya da yarım kilo patates (sıkmanın neyli olduğunu istemenize; yani damak tadınıza bağlı) Yarım paket maya Maydanoz Soğan Tuz İsteğe göre baharat Bir miktar tereyağ Mersin yemek tarifleri arasında yer alan sıkma için gerekli malzemeleri bu şekilde verdikten sonra, sıkma nasıl yapılır diyelim; ve sıkma tarifini sizlerle paylaşmaya başlayalım: Sıkma nasıl yapılır? Sıkma tarifi: Öncelikli olarak, sıvıyağ, un, ekmek, tuz, biraz su ile birlikte yoğurularak, bir hamur elde edilir. Elde edilen hamurdan küçük parçalar kopartılarak yuvarlanır. Bunun sonrasında ise, dürüm ekmeği gibi, fakat, dürüm ekmeğinden daha ince olacak şekilde, yuvarlak bir şekle gelmesi için açılır. Daha sonra ise, elde edilen ekmeklerin, saç, ya da teflon tavada, her iki tarafının da pişirilmesi gerekmektedir. Bundan sonra sıra, Mersin yemekleri arasında yer alan sıkma için hazırlanacak içe gelir… Eğer patatesli sıkma istiyorsanız, öncelikle patateslerinizi haşlamalı, sonrasında küçük küçük doğramalısınız. Bir tencereye sıvıyağı koyup, soğanları pembeleştirmeli, içerisine patatesleri, kırmızı biber, ve tuzu ekleyerek biraz pişirmelisiniz. Sıkmayı, peynirli sıkma; ya da çökelekli sıkma olarak hazırlamak istiyorsanız, peynir ya da çökeleğin içerisine maydanoz, ve biraz da tuz ekleyerek karıştırmanız gerekecek. Sıkma tarifinde sıra, hazırlamış olduğunuz sıkma içlerini değerlendirmeye geldi… Sıcak olan sıkma ekmeğine, biraz tereyağı sürün, daha sonra ise, hazırlamış olduğunuz sıkma içini sıkma ekmeğinin kenar kısmına koyarak, dürüm şeklinde; ama çok sıkı olarak sarmanız gerekmektedir. Mersin yemek tarifleri arasında yer alan sıkma, sadece kışın soğuk günlerde sıcak çay ile değil, yazın sıcak günlerinde soğuk ayran ile de iyi gider. Afiyet olsun…
 CEZERYE
 Cezerye nasıl yapılır? Cezerye Malzemeler: 400 gram havuç 200 gram şeker 100 gram kırılmış ceviz içi bir miktar hindistan cevizi gerekli olduğunda kullanabilmek için su Yapılışı: Öncelikle havuçları yıkadıktan sonra soyun. Sonrasında ise rendeleyin. Rendelenmiş havucun üzerine şekeri ekleyin. Şekerin erimesini sağlayacak kadar da su ilave edin. Kısık ateşte pişirmeye başlayın. Havucun suyunu çekmesi düşüncesi ile, pişirme kabına gereğinden fazla su eklemeyin. Eğer gerek görürseniz, sonraki zamanlarda sıcak suyu az az ilave edebilirsiniz. Havuçların piştiğini anlamak için koyu bir macun kıvamına gelmesi gerektiğini bilmelisiniz. Bu aşamaya gelinceye kadar havuçları tencerenin içerisinde tahta bir kaşıkla karıştırın. Cezerye nasıl yapılır tarifinde sizlere anlatılan macun kıvamını anlayabilmeniz için, size küçük bir ipucu vereceğiz: tencerede tahta kaşık ile karıştırdığınız cezeryeyi kaşık ile bir miktar alarak elinize alıp, iki parmağınızın arasında hafifçe yuvarlayın. Daha sonra ise iki parmağınızı açıp yuvarladığınız parçanın düşmesini bekleyin. Eğer bu parça parmaklarınıza yapışıyorsa, o halde kıvamınız tutmuş demektir. Tencereyi bu durumda iken ocaktan alın, ve ceviz içlerini bu karışıma ekleyip karıştırın. Sonrasında ise, hafifçe ıslatılmış bir tepsiye dökün. Tepsiyi çok hafif nemlendirmeniz yeterli olacaktır. Sonrasında ise, kavuçların üzerine bol miktarda hindistan cevizi ekleyin. Dilimlere keserken, bıçağınızı hafif su ile nemlendirmenizde fayda görülmektedir. Cezerye tarifini sizlere verdik. Ağzınız, cezerye nasıl yapılır’dan sonra, daha tatlı olur umarız. Afiyet olsun

Mersin İli Yemekleri 2

 Tantuni. 
Küçük parçalara ayrılmış biftekten yapılıyor. Kebabın çeşidini ise saymak mümkün değil, onlarca çeşidi var. Ama Çukurova ve Güneydoğu’da ortak özellikler gösteren mutfağın Mersin’e özel yanları da var. Fırında veya kızartılarak yapılan içli köfte Mersin’de haşlanarak yapılıyor ve daha hafif oluyor. Deniz ürünlerine gelince 
"Jumbo" denilen iri karidesler, doğu Akdeniz’in en beğenilen balığı lagos, çipura, kalamar, akya, eşkina, ahtapot, kalamar, subye diye sıralanıyor. Başka yerlerde pek bulunamayacak bir özel yiyecek
 "zahter" leblebi tozu, dövülmüş karpuz çekirdeği, susam ve yiyeceğe adını veren baharat zahterden (zahter kekik’in yakın akrabasıdır) oluşan karışımla hazırlanıyor. Ekmeğin içi açılıp önce saf zeytinyağına banılıyor, sonra da bu karışım serpilip kapatılıyor. Değişik lezzetleri denemeyi sevenlere önerilir. Yöre halkı kahvaltıda yiyor.
 İçeceklerin popüler olanları şalgam suyu, yazın meyan şerbeti ve yemeklerden sonra Mersin usulü Tarsusî kahve. Tarsusî aslında bildiğimiz Türk kahvesi ama küçük fincanda değil de çay bardağında geliyor. 
 Tatlı çeşidi de zengin; en özgün tatlı havuçtan yapılan cezerye. Her yerde bulunuyor, Kadayıfın salamura yapılmamış taze peynirli olanı diye tarif edebileceğimiz künefe de çok ünlü. Bir başka tatlı ise Kerebiç, Ramazan'da çokca tüketilen bir tatlıdır. Beyaz bir köpüğün içinde yatan, içi Antepfıstığı ya da cevizle dolu olan, irmikten yapılmış, içli köfteye benzeyen bir tatlıdır. Yapımında kullanılan beyaz köpüğü oluşturan Çöven kökü nedeniyle kerebiç, alışılmışın dışında bir lezzete sahiptir.
 Son zamanlarda yeni icat bir tatlı daha çıktı. Özellikle rakı sofralarının sonunda sunulan bu tatlı Mersin tarımının yeni ürünü avokado, tahin, dövülmüş ceviz ve balla yapılıyor. Mersinlilerin yeni gözdesi olmaya aday. Yöre mutfağının lezzetli yemekleri acılı ve bolca baharatlıdır. Gerçi turizm geliştikçe servis anlayışı da değişiyor, garsonlar önceden uyarıyorlar ama gene de dikkatinizi çekmekte yarar gördük.
BATIRIK
 2 adet kuru soğan 4 çay bardağı ince kısırlık bulgur 4-5 adet rendelenmiş domates Toz halinde domates kurusu 1 yemek kaşığı domates salçası 1 tatlı kaşığı biber salçası Tuz, kuru nane, maydanoz 250 gram tuzsuz yer fıstığı 1 çorba kasesi çekilmiş ve kavrulmuş susam 2 adet orta boy salatalık 2 adet limonun suyu İsteğe göre fıstık ve kavrulmuş tahin Batırık Mersin yöresine ait, özellikle yaz aylarında sık sık tüketilen hafif bir yemektir. Ben daha çok kısırın sulu hali olarak görsem de malzemelerinde biraz farklılıklar mevcuttur. Hiç yapmadıysanız bu sıcak günlerde en azından bir kere denemenizi tavsiye ediyorum. Gelelim batırık nasıl yapılır sorusunun cevabına. Batırık Tarifi Batırığı yapacağımız kaba bulguru koyun ve üzerine rendelediğiniz domatesi ekleyip karıştırın. Bulgur iyice yumuşayana kadar karıştırmaya devam edin. Bulgur yumuşadığında daha önceden kavurduğunuz fıstık ve küncüyü karışıma ekleyin. Tahin de eklemek istiyorsanız yine bu aşamada kavrulmuş tahini eklemelisiniz. 1 çay bardağı tahin yeterli olacaktır. Hem tahin hem de küncü kullanmak tadını bozabileceğinden dolayı ikisinden yalnız birini tercih etmelisiniz. batırık fotoğrafı İnce ince doğradığınız kuru soğanları da ekleyerek yoğurmaya devam edin. Biraz yoğurduktan sonra içerisine salçaları, tuzu, domates kurusunu ve kuru naneyi de ekleyerek karıştırmaya devam edin. İyice karıştırdıktan sonra ince kıyılmış maydanozları da ekleyerek karıştırmaya devam edin. Bu aşamada karışımdan parçalar alıp köfte şeklinde sıkarak marul arasında servis yapabilirsiniz. Batırığı yaz mevsimine uygun sulandırılmış olarak yapmak için hazırladığınız karışıma soğuk su ekleyerek karıştırmaya devam edin. Çok da cıvık olmayacak şekilde suyu ekleyin ya da suyu biraz az koyarak üzerine buz da atabilirsiniz. İçine ayrıca domates, salatalık ya da haşlanmış lahana doğrayarak servis yapabilirsiniz. Karışıma isteğe göre limon suyu (nar ekşisi varsa daha iyi olur), pul biber ekleyip damak zevkinize göre tatlandırabilirsiniz. Afiyet olsun.

Mersin İli Yemekleri 1

MERSİN İLİ YEMEKLERİ
MERSİN MUTFAĞI
MERSİN SOFRASI
MERSİN DAMAK TADI
MERSİN YEMEKLER
mersin yemekleri,mersin mutfağı,mersin damak tadı,mersin sofrası,yemek tarifleri,yemek görüntüleri,yemek video,yemek yapılışı
,yemek resimleri,yemek fotoğrafları,yemek manzaraları,yemek görüntüleri,yemek lokantalatı,yemek adabı,yemek uslubu,yemek
İÇEL YEMEKLERİ
İÇEL MUTFAĞI
İÇEL TANTUNİ
İÇEL
Mersin Akdeniz’in verdiği balık ve diğer deniz ürünleri ile ovadan dağlara doğru değişken bir iklimin çeşitlenen tarım ürünlerine sahip. Bu zengin fauna ve flora ortaya büyük bir mutfak çıkarıyor. Akdeniz’in bütün kıyıları gibi tarih boyunca insanların sürekli hareket ettiği, deniz ticareti yolu ile farklı bölgelere gidip gelen gemilerin insanların taşıdıkları kültürel çeşitlilik de bu özelliğe eklendiğinde zengin bir mutfak ortaya çıkıyor. Bu mutfak deniz sahilinden Toroslar’ın yükseklerine doğru yayılan yerleşimlerde de farklılıklar gösteriyor. Mersin ve çevre turizm merkezlerinin tümünde yerel mutfağın ürünleri bulunabiliyor. Kebap çeşitleri mutfağın esasını oluşturuyor. Kebap çeşitlerinden bazıları sabah kahvaltısı ya da ara zamanlarda "atıştırmalık" olarak da yeniyor. En yaygın olanı, kebapçıların yanında neredeyse her sokak başında bulunanı

6 Haziran 2013 Perşembe

Mersin İli Tarihi Yerleri 28

 MUT SARTAVUL HANLARI
 Karaman karayolunun Toros dağlarını aştığı en yüksek nokta olan Sartavulbeli'nin Mut tarafındadır. Mut' a 38 km. uzaklıktadır. Yolcuların sıkıntılarını ve ölümle sonuçlanan kazaları önlemek için Sartavul Beli'nin Mut ve Karaman tarafında 5' er km. arayla Tonoz örtülü birer han yapılmıştır. Halen; köylüler arasında kış günleri gidiş-gelişlerde ve herhangi bir arızaya uğrayan otobüs yolcuları bu hanlarda bulunmaktadır.
 NUSRET MAYIN GEMİSİ

5 Ocak 2013 Cumartesi

Mersin İli Tarihi Yerleri 27

 ANAMUR TOL KERVANSARAYI 
Tol Kervansarayı Alanya karayolunun 22. kilometresinde, Demirören köyünde yer alır. Yörenin sert kırmızı ve sarı renkli kayan ve moloz taşları ile inşa edilmiş yapı, güney kuzey yönünde iki sahınlı olup yuvarlak tonoz örtülüdür. Yapılış tarihini belirten herhangi bir yazıt bulunmamakla birlikte 14-15. yüzyıllara ait olmalıdır. 
 AKARCA HANI 
Akarca mahallesinde Ak caminin karşısında yer alan yapı moloz ve kayan taşından inşa edilmiş olup, tek sahınlı ve tonoz örtülü bir yapıdır. 
 ALTI KAPI HANI 
Anamur-Antalya karayolunda “Kharadrus”un kuzey batısındaki yaklaşık 800 m.'lik bir yolu izleyerek Altı Kapı Hanına ulaşılır. Yörenin siyah ve sarı renkli taşı ile kayan taşından araları Horasan harçlı olarak inşa edilmiş Altı Kapı Hanında doğu - batı yönünde yuvarlak kemerli altı giriş kapısı birbirine bitişik altı yuvarlak tonozlu mekana açılır. Bu mekanların önünde yine yuvarlak tonozlu payandalarla taşınan revak yer alır. Yapı 14 - 1 5. yüzyıllara ait olmalıdır.

Mersin İli Tarihi Yerleri 26

 MERSİN İLİ MAĞARALAR 
 MERSİN
 Ziyarete Açık Mağaralara İlişkin Kısa Bilgiler Cennet Çöküğü Mağarası Narlıkuyu Kasabası, Hasanaliler Mahallesinde yer almaktadır. Bir yer altı deresinin oluşturduğu kimyasal erozyonla, tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş büyük bir çukurdur. Çukurun tabanında 260 m. uzunluğunda bir mağara vardır. Cennet Çöküğü Mağarası; içinde yer alan Meryem Ana Kilisesi nedeniyle inanç turizmi açısından da önem taşımaktadır. Cehennem Çukuru Narlıkuyu Kasabası, Hasanaliler Mahallesinde Cennet Çöküğü ile yan yana bulunmaktadır. Bir yer altı deresinin oluşturduğu kimyasal erozyonla, tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş 130 m. derinliğinde büyük bir çukurdur. Astım Mağarası Narlıkuyu Kasabası, Hasanaliler Mahallesinde Cennet-Cehennem Çöküklerinin kuzey-batısındadır. İçine helezonik demir bir merdivenle inilen mağaranın oluşumu 3.jeolojik döneme kadar uzanır. Birbirine bağlantılı, toplam uzunluğu 200 m.'yi bulan galeriler silis minerallerinin birikmesiyle oluşmuş çok ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlerle süslüdür. Mağara nem oranı yazın % 85, kışın % 95' e kadar ulaşmaktadır. Köşekbükü Mağarası Anamur ilçesi Ovabaşı Köyündedir. İlçe Merkezine 9 km. uzaklıkta 20.000 yıllık bir geçmişe sahip olan mağara 500 metrekarelik bir alana oturmuştur. Mağara 3 bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölümün adı Huzur, ikinci bölümün adı Şifa, üçüncü bölümün adı ise Dilek'tir. Astım hastalarına iyi geldiğine inanılmaktadır. Yedi Uyurlar (Eshab-Kehf) Mağarası Tarsus ilçesinin kuzey-batısında, 14 km. uzaklıkta yer alan Dedeler köyündedir. Eshab-ı Kehf mağarası, Hıristiyan ve Müslümanlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul edilir. Mağara dört köşe olarak kayadan oyulmuştur ve 15 - 20 basamakla inilir. Mağaranın üstünde 1873 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan camiye sonradan üç şerefeli bir de minare eklenmiştir. Kuran-ı Kerim'de Kehf Suresinde sözü edilen mağara Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılmaktadır
. MERSİN İLİ BEDESTENLER 
 Her dönem hareketli bir ticari ve siyasi merkez olan ve kültürlerin kesişme noktasında bulunan Tarsus’un en önemli tarihi yapılarından biri de Kırkkaşık Bedesteni’dir. Ramazanoğulları Beyliğinden Piri Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından 1579’da yaptırılmış olan Kırkkaşık Bedesteni, ilk dönemlerde imarethane (Aşevi) ve medrese olarak kullanılmışsa da, cumhuriyetten sonra kapalı çarşı olarak işlev görmüştür. Geçmişte Beyaz Çarşı olarak da bilinen Kırkkaşık Bedesteni, dikdörtgen plana sahiptir. Bedesten adını, yapının dış cephesinde bulunan kaşık süslemelerinden almaktadır. Kesme taştan inşa edilen binaya batı ve doğu yönündeki iki kapıdan girilebilmektedir. İçerisinde 21 oda bulunan yapı 7 kubbeden oluşmaktadır. Ayrıca, içerden iki merdivenle çıkılan iki kule oda ve batı yönünde dış cephedeki iki oda ile birlikte oda sayısı 25’tir. Mülkiyeti, Vakıflar Bölge Müdürlüğüne ait olan Kırkkaşık Bedesteni, Tarsus Belediyesi tarafından kiralanarak 2004 yılında restore ettirilmiştir. Kırkkaşık Bedesteni, 2005 yılında Tarihi Kentler Birliği “Proje Yarışma Ödülü” almıştır. Tarsus Belediyesi, 2006 yılında, turizm alanında gelişme çabası içinde olan kentin hem tanıtımında hem de sosyo-ekonomik ve kültürel alanlarda katkı sağlaması hedefi doğrultusunda bedestenin dükkânlarını işletmecilere kiralamıştır. Bedesten 7 Mart 2007’de yapılan açılış töreni ile yeniden faaliyete geçmiştir. Bedesten içerisinde yer alan dükkân ve bürolarda, başta yöresel el sanatlarına ait seramik, ahşap, bakır, gümüş, deri, dokuma turistik hediyelik ürünler olmak üzere, yöresel damak tatlarının sunulduğu yiyecek ve içecekler ile kent tarihini, toplumsal ve kültürel yaşamının anlatıldığı çeşitli yayınlar sergilenmekte ve satılmaktadır.

Mersin İli Tarihi Yerleri 25

ÇOBAN KALESİ 
 Anamur’un 14 km. güneybatısındaki Çamlıpınar Köyü’nün ormanlık arazisinin içinden geçen stabilize bir yol izleyerek Çoban Kalesi kalıntılarının bulunduğu yere ulaşılmaktadır. Yapıya kuzeyde yer alan 1.70 m. genişliğindeki taş kapıdan girilmektedir. Yapının tam ortasında bulunan geniş avlunun çevresi, işlevleri değişik çok sayıda oda ile çevrilmiştir. Orta salona açılan kapı ve pencereler ile gotik bir etki yaratılmıştır. Üst kısımlar sağır kemerlerle zenginleştirilmiştir. Orta salonun üst örtüsü tamamen yıkılmıştır. Üst katlara ulaşım büyük bir olasılıkla ahşap merdivenlerle sağlanıyor olmalıdır. Bir Osmanlı Derebeyine ait olması gereken yapı 16. veya 17. yy.lara tarihlendirilmektedir.
 BONCUKLU KALE 
 Anamur-Ermenek karayolunun 3. km.si üzerinde bulunan Çeltikçi Köyü’nün içinden geçtikten sonra, 2 km.lik patika bir yol izleyerek deniz seviyesinden 400 m. yükseklikteki ‘Boncuklu Kale ‘ kalıntılarının bulunduğu yere ulaşılmaktadır. Boncuklu Kale’nin bulunduğu tepenin yamacında 200–300 haneli antik köy yerleşmesinin izlerine rastlanmaktadır. Yerleşim meyilli arazi üzerine kurulmuştur. Tepenin en üst noktasına savunma amaçlı olarak oval biçimli sur duvarları inşa edilmiştir. Kalenin ortasındaki sarnıç tonozlu ve kalın duvarlıdır. Kale surlarının üst seyirdimlerinin altları tonozlu ve eyvanlı olarak düzenlenmiştir. Sur içleri eyvan formundadır. Kalenin içerisinde bulunan şapel binası doğuda yer almaktadır. Boncuklu Kalenin doğusunda konutlar ve nekropol alanı yer almaktadır.

Mersin İli Tarihi Yerleri 24

ANAMUR MAMURE KALESİ
 Akdeniz kıyı şeridinde, zamanımıza az çok sağlam ulaşabilmiş Türk kalelerinden birisidir. Anamur’un 6 km. doğusunda, Bozdoğan Köyü sınırları içerisindedir. Yüksek kayalıklar ve düzlükler üzerine kurulmuş olan Mamure Kalesi birçok Anadolu kaleleri gibi antik temeller üzerine inşa edilmiştir. Büyük kesme taşlardan yapılmış olan antik temellerin, hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı tam tespit edilememiştir. Kale üç bölümden oluşmaktadır. Yüksek duvarlarla ayrılmış doğudaki iç avlu, batıdaki dış kale ve bunların güneyinde kayalıklar üzerine inşa edilmiş iç kaleden oluşmaktadır. 39 kulesi, su sarnıçları ve camisi, dışında hamamı bulunan kalenin etrafı 10 m. genişliğinde savunma amaçlı hendekle çevrilidir. Kale ve çevresinde 3. ve 4. yy.da fazla önemi olmayan Roma yerleşimi olduğu tahmin edilmektedir. Kale dışında ve kuzeyinde hamam kalıntısı vardır.1988 yılında, Anamur Müzesi Müdürlüğünce, yapılan kurtarma kazıları sonucunda; moloz taştan, Horasan harçlı olarak inşa edilmiş, tabanı mozaik döşeli, hamam ve konut olduğu sanılan mekânlar ortaya çıkartılmıştır. Hamamı’nın giriş bölümü yıkılmış, ılıklık ve sıcaklık bölümleri oldukça sağlam durumda zamanımıza gelmiştir. Hamam ve çevresinde yer alan bazı temel izleri burasının Mamure Kalesi ile bütünlük oluşturan bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir Bu kalıntıların ‘ Rigmonai’ antik kentine ait olduğu sanılmaktadır. Şikari tarihine göre, Anamur ve Taşeli’nin Hıristiyanlar tarafından zapt ve harap edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) ordusuyla düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirmiş, kiliseleri yıkıp yerine cami yapmış ve kaleyi mamur edip, adını Mamuriye koymuştur. Kalenin daha sonra 16 .yy ortalarında ve 18 yy. sonlarında yeniden onarım gördüğü ve yeni eklentiler yapıldığına dair belgeler bulunmaktadır. Son olarak 1960’lı yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarım yapılmıştır. İşçiliği ve yapım tekniği Alanya Kalesi’ni hatırlatmaktadır. Mazgal delikleri ve siperleriyle dantel gibi işlenmiştir. Duvarlarının alt kısımları geniş, üst kısımları yukarı doğru daralmaktadır.
 Duvarlar ve burçlar yapılırken, çeşitli taşlar ve horasan harcı kullanılmıştır. Giriş kapıları ve bazı pencerelerin kemerleri ile duvar köşelerinde kesme taş kullanılmıştır. Daha geç devirlerde yapılan onarım ve eklentilerde tuğla kullanılmıştır. Çift katlı olan kale duvarları içinde birbirleri ile bağlantılı olan galeriler bulunmaktadır. Bu galeriler birbirleri ile irtibatlıdır. Üst kattaki burçlara ve seyirdim yerlerine merdivenlerle de ulaşılmaktadır. Burçlara ayrıca dış merdivenlerle ulaşım sağlanmaktadır. Kalenin güneyde sahil kenarındaki baş kale olarak adlandırdığımız kalın ve yüksek gözetleme kulesinden başlayarak, dairesel ve dört köşe formlarında baş kale ve köşe burcunun yanında üstü tamamen yıkılmış olan fener kulesi bulunmaktadır. Dış kalede, merkezi planlı, tek kubbeli bir cami ve çeşmesi, depolar, sarnıçlar ve askerlerin iskân yerleri olması muhtemel yapılar bulunmaktadır. Bazı yayınlarda kale içinde Hüseyin Gazi’ye ait türbeden söz edilmektedir. Bugün kullanılan giriş yeri, kalenin esas giriş yeri değildir. Asıl giriş kapısı iç avlunun kuzeyinde, dört köşe planlı, iki kule arasında kalan yerdir. Üzerinde altı satır kitabesi bulunmaktadır. Kitabede özetle ‘Karamanoğlu Alaaddinoğlu Mehmet oğlu Sultan İbrahim inşa etti. Mamure beldesi ve kalesi savaş için yardım edilen köşedir. Korunan yerleşim yeri Allah yolunda hediye olarak cihat için onun yardımı ile tamam oldu. Allah’ın nimetlerinden verdiği uyanıklık ve doğru yolu gösterdiğinden şükürler olsun. Bu tarih Mükerrem Şevval ayında 854 yılında yazıldı.’ yazılıdır. Giriş kapısını dışarıya bağlayan ve hendekten kaleye girişi sağlayan köprü bugün mevcut değildir. Kalenin su ihtiyacı ana giriş kapısının kuzey doğusundaki burcun olduğu yerde yer alan ve hendek üzerinde iki sivri kemerle geçişi sağlayan suyolu ile sağlanmaktadır. Kalenin kuşatılması halinde su ihtiyacı kalenin değişik kesimlerinde bulunan sarnıçlardan da temin edilmiştir. İçinde yer alan ve 16.yy. Osmanlı mimarisinin klasik öğelerini taşıyan caminin ilk yapılışı Karamanoğulları dönemine aittir..

Mersin İli Tarihi Yerleri 23

 BOZYAZI SOFTA KALESİ 
 İlçenin 10 km. doğusunda Mersin yolu üzerinde "Fidik" denilen tepe üzerinde kurulmuştur. Eski çağlardan beri korsanlar ve Romalılar tarafından kullanılan kale, burçlu görünümünü orta çağda almış olup, Bizans döneminde onarım görmüş ve sonra Türkler tarafından kullanılmıştır. Surların içinde birkaç su sarnıcı ile orta çağa ait hamam kalıntıları bulunmaktadır. Surları yer yer iyi korunmuş durumda olup, oval planlıdır. Batı surlarının ortasında yer alan giriş kapısının, ara mekânla savunma gücü arttırılmıştır. Dış kale ve iç kale surlarından oluşan ve çok geniş bir alana yayılmış olan kalenin güney yamaçlarında yer alan yapı grupları, eski bir liman kenti olan ‘Arsinoe’ye kadar uzanmaktadır. Kalenin güney yamacında örneklerini Anemurium Antik Kentinde gördüğümüz örneklere benzer iki katlı mezar vardır. Yapının üst örtüsü tonozlu olup, yıkılmıştır. Kale girişinin sonunda bulunan ve duvarları halen ayakta olan yapının cami, bir rampa ile ulaşılan mekânın ise saray olduğu tahmin edilmektedir. Sur duvarlarına yakın inşa edilmiş küçük ölçekte Geç Roma Dönemine ait hamam yer almaktadır. Bu yapılar dışında Roma ve Bizans Dönemlerinde kullanılmış olan içleri sıvalı çok sayıda sarnıç yer almaktadır. Son olarak Karamanoğulları döneminde iskân edilmiştir. Anamur Kalesinin fethi sırasında anlatılan menkıbeden bu kalenin Selçuklu Ertokuş Bey tarafından imar ve zapt edildiği kaydedilmektedir. 
YELBİZ KALESİ 
 Bozyazı’nın yaklaşık 10 km. kuzeydoğusundaki Tekedüz Köyündeki Derebaşı İlkokulunun önünden kuzeybatıya doğru 1.5 saatlik bir yürüyüşle çıkılabilen tepe üzerindedir. Büyük bir avlusu, iki geniş holü ve bazilika kısmının çoğu ayakta kalmış olan bu yapı bir manastırı andırmaktadır. Giriş kapıları ve pencereleri yuvarlak kemer sistemi ile inşa edilmiştir. İç duvarlarında aynı hizada yer alan kare formundaki delikler, üst örtünün ahşap çatı olduğu izlenimini vermektedir. Yapı grubunun doğusunda yer alan apsisi belirgin bazilika yapısının orta zemininde geometrik düzenleme içinde mozaik izleri mevcuttur. Batıdaki büyük avlunun girişinin iki yanında yaklaşık 6-7 m. yükseklikte kısmen ayakta kalmış karşılıklı iki kule mevcuttur. Avlu duvarları önemli ölçüde tahrip olmuştur. Yapının ön kısmında dışarıdan içeriye doğru derin bir kanalı olan ve merdivenle inilen bir sarnıç bulunmaktadır. Doğuda yine sarnıç olduğunu sandığımız ikinci bir yapı yer almaktadır. Manastırın batı yönünde küçük apsisli şapel binası, şapelin yine batısında dikdörtgen planlı apsisli ikinci bir şapel binası görülmektedir.
 AYDINCIK SUSANLIK KALESİ
 İlçe merkezine 2 km. kala sola dönüldükten sonra, Denizciler Mahallesi’nin 500 m. kuzeyinde yer almaktadır. Antik kentte ilk bakışta Geç Roma Devri özellikleri gösteren yapı grupları göze çarpmaktadır. Batıda en yüksek noktada gözetleme kulesi, yay şeklinde tepeyi çeviren kale surları ile, önemli bir yapıya ait olması muhtemel mimari parçalar ve tonoz örtülü sarnıç yer almaktadır. Doğu yönünde üst örtüsünü tamamen yitirmiş şapel binası bulunmaktadır. Kuzeyde birbirine bitişik fonksiyonu çözülmeyen iki yapı vardır. Tam ortada taşa oyulmuş libasyon oyukları ve taş merdivenler görülmektedir. Çevrede yapılan yüzey araştırmalarına göre devetüyü renginde boyamasız kalın ve ince cidarlı çizgi bezekli ya da kabartmalı kaba seramik örnekleri ile ince cidarlı cam eşya örnekleri ele geçmiştir. Örenyeri Geç Hitit, Geç Roma ve Bizans dönemlerinde iskân görmüştür.

Mersin İli Tarihi Yerleri 22

 MUT MUT KALESİ 
 Şehrin içindeki kalenin inşa tarihi bilinmemektedir. Bugünkü hali Karamanoğulları devri karakterini gösterir. Dikdörtgen şeklindeki kalenin dört burcu ve içinde iç kale diye adlandırılan bir kulesi vardır. MAVGA KALESİ
 Kozlar Yaylası yakınında Mut' tan 16 km. uzaklıkta olup, sağlam kalan bir burcundaki kitabeye göre Alaattin Keykubat'ın emri üzerine 1230 yıllarında yapılmıştır. Sarp ve dik kayalar üzerine yapıldığından görünüşü ürperti vermektedir. Yüksekliği 150 m. dir. Kale içindeki odalar, ağırlar, yemeklikler, sulama tekneleri ve içi Horasan harcı ile sıvanmış su sarnıçları kayalara oyularak oluşturulmuş olup büyük emek harcanmıştır. 
 GÜLNAR KIRSHU (MEYDANCIK KALESİ)
 İlçe merkezinin 12 km. güneyinde, Emirhacı Köyü sınırları içerisindedir. Kale 750 m. uzunluğunda oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır. İ.Ö. 7. ve 6. yy.larda Kral kenti, İ.Ö. 4. yy.’larda Pers döneminde askeri ve idari bir rol, 2.yy.da da Mısır Krallarına Garnizon kenti olmuştur. Geç Roma ve Bizans dönemi izlerine de rastlanmaktadır. Özellikle İ.Ö. 557/556 yılında Pirundu kralı Appuaşu’ya karşı bir sefer düzenleyen Babil kralı Nergilissar’ın bu seferiyle ilgili metinlerde, kralın ordularının, Appuaşu’nun “ atalarının başkenti” olan ve bugünkü Meydancıkkale olarak gösterilen Kirşu’ya kadar geldiği, buradan önce denize indiği, daha sonra, bu metinlerdeki adıyla Sallune’ye, yani Selinus’a (bu günkü Gazipaşa) kadar ulaştığı anlatılmaktadır. Kalede anıtsal giriş, doğu mezarı, Pers (yürüyüş halinde gösterilen beş insan figürü) kabartmaları ve ne tasvir edildiği anlaşılamayan bir başka kabartma ve hazine binası görülebilmektedir. Burada Hitit kralı Muwattalli’nin mührü ele geçmiştir. 1980 yılında bilimsel kazılarından çıkmış 5215 adet gümüş sikke de Silifke Müzesi’nde sergilenmektedir.

Mersin İli Tarihi Yerleri 21

 Silifke’nin 12 km. kuzeyindeki İmamlı Köyü’nün kuzeydoğusundadır. Silifke -Uzuncaburç yolunun 600 m. Kuzey doğusunda ki Kale kalıntıları içerisinde burç ve gözetleme kuleleri, sarnıçlar, mezarlar, kilise ve doğusundaki dereye inen bir adet merdiven bulunmaktadır. Geç Roma ve Erken Bizans dönemine tarihlenmektedir.
 HANÇERKALE 
 Silifke’nin 16 km. kuzey doğusundadır. Poligonal taşlarla inşa edilmiş bir gözetleme kulesi bulunmaktadır. Güneye bakan giriş kapısının üzerinde Dioskur miğferi, kalkan, kılıç ve Herakles’in labutu kabartmaları vardır. 
 GÖKBURÇ 
 Hançerkale’nin hemen doğusundadır. Silifke’ye uzaklığı 17 km.dir. Bizans dönemine ait 6. yy.da inşa edilmiş gözetleme kulesi bulunmaktadır. Doğu duvarı yıkılmıştır. Gökburç’u çevreleyen bahçe içerisinde 3 adet daha kule kalıntısı ile bir adet sarnıç ve duvar izleri yer almaktadır
. LİMAN KALESİ 
 Taşucu - Antalya karayolunun hemen kenarında ve deniz kıyısındadır. Taşucu’na 7 km mesafedeki kale Osmanlı yapısı olup, XIV. yy.da inşa edilmiştir. Günümüze dek kalan az tahrip görmüş kalelerden biridir. 
 TOKMAR KALESİ (CASTELLUM NOVUM)
 Taşucu - Antalya karayolunun 22. Kilometresinde kuzeye ayrılan 5 km.lik asfalt bir yolla ulaşılan Tokmar Kalesi, denize hakim bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Güneyi yalçın bir kaya ile çevrili kalenin kuzeyinde savunma burçları vardır. XII. Yy.da yapıldığı tahmin edilmektedir.

Mersin İli Tarihi Yerleri 20

 Ayaş beldesinin 18 km. kuzeyinde bulunan Veyselli Köyü’nde konik bir tepe üzerinde yer almaktadır. Kalede Roma dönemine ait beş adet kaya kabartması bulunmaktadır. Bu kabartmalar kubbemsi tepenin tamamını kaplamaktadır. Erken Roma dönemine tarihlenen bir sarnıç, hayvan barınağı olarak kullanılmaktadır. 
 YENİYURT KALESİ VE ÖRENYERİ 
 Ayaş beldesinin 20 km. kuzeyinde, Veyselli köyünün 2 km. kuzeydoğusunda Yeniyurt köyündedir. Eteklerinden Lamas deresi geçmektedir. Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde iskân görmüştür. Üç yuvarlak kulesi olan kalenin eteklerinde asker kabartması bulunmaktadır. Kale duvarlarında kullanılan teknik ve malzeme farklılığı değişik dönemlerde onarım gördüğüne işaret etmektedir. Etrafındaki mimari kalıntıların da çok azı ayakta kalmıştır. Örenyeri içerisinde nekropol alanı, bazilikal planlı kilise, lahit mezarlar ve evler yer almaktadır. Kalenin eteklerinde bir de anıt mezar dikkat çekmektedir
. SİLİFKE SİLİFKE KALESİ
 Temel tespitlerine göre Helenistik veya erken Roma dönemine ait olduğu anlaşılan kale, geçirdiği onarım ve değişiklikler sonucu bugün bir Ortaçağ kalesi görünümündedir. Silifke’ye hâkim, 185 m yüksekliğinde bir tepe üzerinde yapılmış olan, etrafı kuru hendekle çevrili oval biçimdeki kalenin içinde kemerli galeriler, su sarnıçları, depolar ve diğer yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ünlü gezgin Evliya Çelebi Seyahatname’sinde, XVII. yy.da Silifke Kalesi’nin 23 burcu olduğunu, içinde bir cami ve 60 ev bulunduğunu yazar. Ancak, burçların bir kısmı ve kale içi tamamen yıkık durumda olduğundan tam tespiti yapmak mümkün değildir. Halen görülebilen 10 adet burç mevcuttur.
 MEYDAN KALESİ (SİVRİ KALE)

Mersin İli Tarihi Yerleri 19

 KIZKALESİ 
(Deniz Kalesi) Korykos sahil kalesinin 200 m. açığındaki küçük adacık üzerindeki kaleye "Kızkalesi" denir. Büyük bölümü ayakta olan Kızkalesi'nin kuzey ve güney uçları sekiz kuleyle korunmuştur. Kalenin dış çevre uzunluğu 192 m.dir. Kızkalesi ile sahildeki kale denizden bir yolla bağlanmış, denizden gelecek saldırılara karşı önlem alınmıştı. Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından 1448 yılında onarılan Kızkalesi bugün İçel turizminin sembolü haline gelmiştir. Kızkalesi Efsanesi Korykos'ta yaşayan Krallardan biri, bir kız çocuğu olsun diye gece gündüz Tanrıya yakarmaktadır. Sonunda dileği yerine gelir ve kız büyüdükçe güzelliği ve yardımseverliği ile herkesin sevgisini kazanır. Günlerden bir gün kente bir falcı gelir. Kral onu saraya çağırtır, kızının geleceğini öğrenmek ister. Falcı prensesin eline bakınca irkilir ama bir şey söylemez. Kral zorlayınca "Kralım" der, Kızınızı bir yılan sokacak. Bu yazgıyı hiçbir şey bozamayacak der ve siz dahi engel olamayacaksınız deyip oradan ayrılır. Kral, kıza bir şey söylemez ama düşüncelere dalar. Sonunda kıyıya yakın küçük bir adacık üzerinde, ak taşlardan bir kale yaptırmaya karar vererek kaleyi yaptırır ve kızını buraya kapatır. Olan biteni bilmediğinden kızı üzülmekte, günden güne eriyip gitmektedir. Günün birinde saraydan kaleye gönderilen bir üzüm sepetinin içinden çıkan bir yılan kızı sokar ve öldürür. 
 TIRTAR (AKKALE) 
 Akkale, Mersin-Silifke karayolu üzerinde Mersin'e 49 km. uzaklıktadır. Geç Roam döneminde kurulmuştur. Denize hakim bir noktada bulunan Akkale'de 2-3 katlı bir ana yapı ve bunun doğusunda haç planlı, iki katlı küçük bir bina; güneyinde iki uzun dehliz halinde bir alt ana yapı; bir su sarnıcı, hamam yıkıntısı ve deniz kıyısında küçük bir sarnıç ve limanı bulunmaktadır. Büyük bir zeytinyağı ihraç merkezi olan Akkale'de 15.000 ton zeytinyağı alabilecek kapasitedeki sarnıç halen ayaktadır. HİSARKALE Erdemli’ye 14 km. uzaklıktaki Kumkuyu Beldesi’ne bağlı antik bir yerleşim olan Hisarkale, Kanlıdivane’nin de batısındadır ve Kabaçam örenyeri ile arasında bulunan bir vadi ile ayrılmaktadır. Sahile en yakın noktaya kurulmuştur. Önemli bir stratejik noktada yer almaktadır. Garnizon kalesidir. Güney-Kuzey doğrultusundaki vadinin dördüncü kilometresinde yer almaktadır. Kale surlarla çok iyi tahkim edilmiştir. Batıdaki sur, çok sarp ve çıkılması imkânsızdır. Poligonal teknikte, çift sıra taş ile inşa edilmiştir. Sur bedeninin iç kısmı payelerle desteklenmiştir. Kuzey sınırdaki surun hemen arkası ise düzleştirilerek, yan yana küçük odacıklara ayrılmış, olasılıkla işlik ve barınak haline getirilmiştir. Hisarkale yerleşiminde, surun dışında kalan, poligonal teknikte inşa edilmiş birkaç odalı yapı ile mezarlarda bulunmaktadır. Bir de çok odalı yapı vardır. Sur duvarı üzerinde bulunan ve Hellenistik dönemde Olba bölgesinin sembollerinden biri olan Herakles labutu, bu yapının giriş kapısının lentosunda da bulunmaktadır. Sur duvarının kuzeydoğusunda 3 adet anıt mezar yer almaktadır. Bu anıt mezarlardan bir tanesinin duvarları poligonal teknikle yapılmıştır. Yine poligonal teknikle yapılmış sur duvarının güneyinde yer alan derin vadinin yamacındaki kaya mezarlarının bir tanesinin üzerinde kabartma kline sahnesi yer almaktadır. 
 VEYSELLİ KALE

Mersin İli Tarihi Yerleri 18

 TARSUS ÇAVUŞLU KÖYÜ GÖZETLEME KULESİ
 Tarsus-Pozantı karayolunun 25. Km.sinden sağa dönülerek 7 km. stablize yoldan sonra Çavuşlu Köyü mevkiindeki gözetleme kulesine ulaşılır. Vadiye hakim bir tepe üzerinde bulunan ve ortaçağda inşaa edilen gözetleme kulesi dörtgen planlı, duvarları kesme taştan yapılmıştır. İki katlı olan yapının orta kat ahşap kiriş yerleri görülmektedir. 
 GÜLEK KALESİ
 Tarsus İlçesine bağlı Gülek Beldesinin kuzeydoğusunda yüksek kayalık dağ üzerindedir. Gülek Boğazına hakim olan kale, oldukça düzgün taşlardan özenle yapılmıştır. Kalenin surları savunmaya zayıf noktalardan köşeli ve yuvarlak kulelerle takviye edilmiştir. Kaleye giriş, kemerli abidevi bir kapıdandır. Kale oldukça tahrip olmuş durumdadır.
 KLEOPATRA KAPISI (DENİZ KAPISI)
 Kleopatra Kapısı, Tarsus'un girişindedir. Bizans Döneminde inşa edilen kent surlarının Dağ Kapısı, Adana Kapısı ve Deniz Kapısı bulunuyordu. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Tarsus'u anlatırken bu kapı için İskele kapısı ismini takmıştır.Kapının yapımında Horasan harcı kullanılmıştır. Kapının kenarı at nalı şeklinde ve yerden yüksekliği 6.17 m, derinliği ise 6.18 m. dir. Tarsus'un 18. Yüzyıl sonlarına kadar oldukça sağlam üç kapılı surları, 1835 yılında Mısırlı İbrahim Paşa tarafından yıktırılmış ve sadece iki ayak üzerinde tek kemerli deniz kapısı kalmıştır. Mısır'ın ünül kraliçesi Kleopatra'nın sevgilisi Romalı General Antonius ile Tarsus'da buluşmak üzere geldiklerinde, o zamanın limanı olan Gözlü Kule'de büyük bir törenle karşılanmışlar ve Deniz Kapısından şehre geldiği söylenir. Bu nedenle Deniz Kapısına Kleopatra Kapısı da denir 
 ÇAMLIYAYLA LAMPRON (NAMRUN) KALESİ 
 Orta Çağ dönemine tarihlenen kale ilçe merkezindedir. Hitit ve Asur dönemlerinde Illibru olarak bilinmektedir. Yüksek bir tepe üzerinde inşa edilen savunma kalesine, yıkılmış bir merdivenle çıkılmaktadır. Kuzeyde kesme taşlardan yapılmış iki burcu sağlam olarak kalırken müştemilatının tümü yıkılmıştır. SİNAP KALESİ Namrun kalesi’nin 6 km. kuzeydoğusunda, tahkim edilmiş küçük bir Ermeni kalesidir. Tipik dikdörtgen planlı ve 4 kulelidir. Bu özelliğiyle Çandır yakınındaki Sinap Kalesi’ne benzemektedir. Namrun’a yakın olması, iki stratejik yolun kavşağında ki konumu, bu tahkim edilmiş kalenin güneydeki Het'umid Kalesi için bir garnizon (kontrol veya erken uyarı amaçlı) noktası olduğunu da göstermektedir. Çandır yakınındaki Sinap’tan farklı olarak bu kale üç katlıdır. Ancak muhtemelen çatısız olan 3. kata kadar hasarlıdır. Bu yüzden incelenememektedir. Kaleye en yakın su kaynağı 25 m. kadar güneydoğusundaki bir kuyudur. Kale hakkında tarihsel başvuru kaynağı yoktur. Güney cephede yer alan giriş kapısı üzerinde boş bir yazıt yeri bulunmaktadır. Sinap adı bazı yayınlarda ve haritalarda Kalecik olarak geçmektedir. 
 ERDEMLİ KORYKOS 
(Kara Kalesi) Mersin-Erdemli-Silifke karayolunun 60. km.sinde Kızkalesi beldesindedir. Roma ve Bizans dönemlerinde yoğun olmak üzere, İslami devirlerde de iskan görmüştür. Nekropol alanından çıkarılan eserlerden burada ilk yerleşimin MÖ 4. yüzyıla ait olduğu anlaşılmıştır. MÖ 1.yüzyılda kendi adına sikke darp ettirmiştir. Herodot bu kenti Gorges adında Kıbrıslı bir prensin kurduğunu yazar. Korykos, Kilikya bölgesinin bir liman kenti olduğundan çok el değiştirmiştir. MÖ 4. yüzyılın sonunda Seleukhos Nikador Silifke kentini kurduğunda, Korykos'u yönetimi altına almıştır. Kent, MS 72 yılında Roma egemenliğine girmiş ve 450 yıl Roma yönetimine bağlı kalmış, bu dönemde tarım alanında büyük bir gelişme göstererek zeytinyağı ihraç merkezi olmuştur. Bizanslılar zamanında Arap istilalarına karşı etrafı kuvvetli surlarla çevrilmiştir. 13. yüzyılda Kilikya Ermeni Krallıkları döneminde önemli bir ticaret limanı olmuş, Ceneviz ve Venedik gemilerinin uğrak limanı durumuna gelmiştir. Korykos 1448 yılında Karamanoğlu İbrahim Bey tarafından ele geçirilerek, yeniden imar edilmiştir. Örenyerinde iç ve dış kale kiliseler, sarnıçlar, su kemerleri, kaya mezarları, lahitler ve taş döşemeli Roma yolları kısmen ayakta dır. Adını, adadaki kaleden almaktadır. Kare planlı kale, iç içe iki sıra surdan oluşmaktadır. Etrafı hendekle çevrilmiştir. Kaleye giriş bugün mevcut olmayan hareketli bir köprüyle sağlanmakta idi. Bugünkü haliyle kale, tipik Orta Çağ mimari özelliklerini yansıtmaktadır.

Mersin İli Tarihi Yerleri 17

GEDİĞİ KALESİ VE MANASTIR
 Mersin’in yaklaşık 45 km kuzeyinde yer alan Yavca Köyü’nün 10 km. güneyindedir. Gediği Dağı’nın güney tarafındaki yol Akdeniz’e uzanmaktadır. Kale, Hisar, Arslanköy, Fındıkpınar ve Evciler ile karşılıklı birbirlerini görmektedir. Güneybatısına doğru üstü taraçalı , mağaraların bulunduğu ikinci bir tepe vardır. Bu doğal kireştaşı oyuklarının herbiri duvarlarla örülmüştür. Doğu zirvesinde yer alan bu kalıntıların, manastır kompleksi olduğu sanılmaktadır. 2.210 m. yükseklikteki kaleye ulaşmak son derece zordur. Tırmanış yolu olarak ancak kuzeyde bir geçit bulunmaktadır. Buradaki duvar aslında yokuş aşağı uzanan, altlı üstlü kayalardan oluşan harici bir istihkam alanıdır. Geçişleri kontrol etmek amacıyla yapılmış olmalıdır. Duvar işçiliğinden 6. ve 7. yy.’lara tarihlenmektedir. Bu duvarda bulunan delik, zamanında kapı olarak kullanılmıştır. Arazinin zorluğu bu duvarın zirvedeki kale ile ilişkisini anlamayı olanaksızlaştırmaktadır. Burada bulunan patika yol mağaralarla ilişkilidir. Bu patikanın sonu güneybatı yönünden, zirvenin kuzeydoğu ucuna doğru dönmektedir. Kuzeydoğu ucunda bulunan noktalar geçit olabilecek özelliktedir. Çok yoğun bitki örtüsü nedeniyle kalıntılar çok zor görülebilmektedir. Duvar taşlarının çoğu uçuruma yuvarlanmıştır. Kalenin güneybatısındaki arazi eğimi yeterli korumayı sağladığından buradaki duvarlar savunma amaçlı kullanılmamış olmalıdır. Bu yönde hiçbir sarnıç kalıntısıda bulunmamaktadır. Bu komplekse ulaşımın zor olmasından, elverişli bir yerleşim yeri olamamıştır.Kalenin kompleks girişi, kuleleri ve diğer bölümleri olmadığı için istihkam gibi inşa edilmediğide açıktır. Belkide manastıra ait bir sığınaktır. Askeri bir değeri ise ancak gözetleme ve haberleşme yeri olarak vardır. 
 EVCİLER KALESİ 
 Mersin’in 40 km. kadar kuzeyinde yer alan Çandır kalesinin (Arslanköy’e giden yol güzergahında ) 20 km. kadar batısındaki Evciler Köyü mevkiindedir. Ortaçağ’daki adı ve tarihçesi bilinmeyen küçük bir garnizon kalesidir. Basit simetrik bir iç avlusu ve iç kulesi vardır. İç kale tepenin doruğundadır ve iç avlunun duvarları güneye doğru alçalmaktadır. Olasılıkla Bizans döneminde yapılmış olan iç avlunun güneybatı köşesinde yuvarlak bir kule bulunmaktadır.
 FINDIKPINAR KALESİ
 Mersin’in yaklaşık 50 km. kuzeybatısındaki asfalt yol ile ulaşılan Fındıkpınar yaylasındadır. Yaylanın bitişiğinde, duvarları ana kaya üzerine uydurularak yapılan kalede, aynı adı taşımaktadır. Taş ve tuğla ile örülmüş duvarlar, kayaların üzerinde yükselmektedir. Doğu taraftaki dairevi yerin ortasındaki taştan yapılmış kule ve kuzeyde daha küçük olan yuvarlak burcu vardır. Etrafı odalarla çevrili, doğu ve güney kulelerine benzemeyen kuzeydeki kulenin ortası, ana kaya görünümündedir. Bu kulenin tam kuzeyinde ana kayadan oluşan düşey bir duvar vardır. Bu belkide burada kontrolün yapıldığı avlunun giriş kapısıdır. Karmaşık planlı, yuvarlak kuleli bu garnizon kalesi, Ortaçağ Dönemine tarihlenmektedir.
 KALEBURNU KÖYÜ KALESİ
 Mersin’in yaklaşık 30 km. batısında( Fındıkpınarı yolu üzerinde) bulunan Kaleburnu köyünün girişinde, yolun sağındaki yüksek bir tepe üzerinde kurulmuştur. Eteklerinde yapılan yüzey araştırmasında Bizans, Selçuklu, Osmanlı dönemlerine ait seramik parçalarına rastlanmıştır. İç sur ve dış sur bulunmaktadır. Surların ve burçların bir kısmı ayakta kalmıştır. 
 KUZUCUBELEN KALESİ VE ÖRENYERİ 
 Mersin’in 34 km kuzeybatısında, Mersin-Fındıkpınarı karayolu üzerinde, 450 rakımlı bu küçük gözetleme kalesi, uçurum dibindeki yüksek platoya dayanmaktadır. Köylüler tarafından Taş Kale olarak adlandırılmaktadır. Kale iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Batıdaki bir gedik dışında duvarlar orijinal yüksekliklerine dayanmaktadır. İki kemeri çökmüştür. Ortaçağ mimarisinin tipik örneğidir. İç tarafındaki blokların kenarları çok miktarda harç ve küçük kaya parçaları ile doldurulmuştur. Kapı girişinde, kaldırılabilir ahşap bir seyyar merdiven kullanılmış olmalıdır. Yüksek seviyedeki diğer açıklıklar doğu ve güney duvarlarındaki dar deliklerdir. Gözetleme delikleri kapılara göre küçüktür. Daha üst seviyedeki tek giriş kuzeybatıdadır. Bizans ve Roma dönemlerinde de iskan gördüğü anlaşılan kalede, kilise, sarnıç ve belkide manastır olabilecek yapı kalıntıları bulunmaktadır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız