ANAMUR
MAMURE KALESİ
Akdeniz kıyı şeridinde, zamanımıza
az çok sağlam ulaşabilmiş Türk kalelerinden birisidir. Anamur’un 6 km.
doğusunda, Bozdoğan Köyü sınırları içerisindedir. Yüksek kayalıklar ve
düzlükler üzerine kurulmuş olan Mamure Kalesi birçok Anadolu kaleleri
gibi antik temeller üzerine inşa edilmiştir. Büyük kesme taşlardan
yapılmış olan antik temellerin, hangi tarihte ve kimler tarafından
yapıldığı tam tespit edilememiştir.
Kale üç bölümden oluşmaktadır. Yüksek duvarlarla ayrılmış doğudaki iç
avlu, batıdaki dış kale ve bunların güneyinde kayalıklar üzerine inşa
edilmiş iç kaleden oluşmaktadır. 39 kulesi, su sarnıçları ve camisi,
dışında hamamı bulunan kalenin etrafı 10 m. genişliğinde savunma amaçlı
hendekle çevrilidir.
Kale ve çevresinde 3. ve 4. yy.da fazla önemi olmayan Roma yerleşimi
olduğu tahmin edilmektedir. Kale dışında ve kuzeyinde hamam kalıntısı
vardır.1988 yılında, Anamur Müzesi Müdürlüğünce, yapılan kurtarma
kazıları sonucunda; moloz taştan, Horasan harçlı olarak inşa edilmiş,
tabanı mozaik döşeli, hamam ve konut olduğu sanılan mekânlar ortaya
çıkartılmıştır. Hamamı’nın giriş bölümü yıkılmış, ılıklık ve sıcaklık
bölümleri oldukça sağlam durumda zamanımıza gelmiştir. Hamam ve
çevresinde yer alan bazı temel izleri burasının Mamure Kalesi ile
bütünlük oluşturan bir yerleşim merkezi olduğunu göstermektedir Bu
kalıntıların ‘ Rigmonai’ antik kentine ait olduğu sanılmaktadır.
Şikari tarihine göre, Anamur ve Taşeli’nin Hıristiyanlar tarafından zapt
ve harap edilmesi üzerine Karamanoğlu Mahmut Bey (1300-1308) ordusuyla
düşmanı bozguna uğratıp, kaleyi ele geçirmiş, kiliseleri yıkıp yerine
cami yapmış ve kaleyi mamur edip, adını Mamuriye koymuştur. Kalenin daha
sonra 16 .yy ortalarında ve 18 yy. sonlarında yeniden onarım gördüğü ve
yeni eklentiler yapıldığına dair belgeler bulunmaktadır. Son olarak
1960’lı yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğünce onarım yapılmıştır.
İşçiliği ve yapım tekniği Alanya Kalesi’ni hatırlatmaktadır. Mazgal
delikleri ve siperleriyle dantel gibi işlenmiştir. Duvarlarının alt
kısımları geniş, üst kısımları yukarı doğru daralmaktadır.Duvarlar ve burçlar yapılırken, çeşitli taşlar ve horasan harcı kullanılmıştır. Giriş kapıları ve bazı pencerelerin kemerleri ile duvar köşelerinde kesme taş kullanılmıştır. Daha geç devirlerde yapılan onarım ve eklentilerde tuğla kullanılmıştır. Çift katlı olan kale duvarları içinde birbirleri ile bağlantılı olan galeriler bulunmaktadır. Bu galeriler birbirleri ile irtibatlıdır. Üst kattaki burçlara ve seyirdim yerlerine merdivenlerle de ulaşılmaktadır. Burçlara ayrıca dış merdivenlerle ulaşım sağlanmaktadır. Kalenin güneyde sahil kenarındaki baş kale olarak adlandırdığımız kalın ve yüksek gözetleme kulesinden başlayarak, dairesel ve dört köşe formlarında baş kale ve köşe burcunun yanında üstü tamamen yıkılmış olan fener kulesi bulunmaktadır. Dış kalede, merkezi planlı, tek kubbeli bir cami ve çeşmesi, depolar, sarnıçlar ve askerlerin iskân yerleri olması muhtemel yapılar bulunmaktadır. Bazı yayınlarda kale içinde Hüseyin Gazi’ye ait türbeden söz edilmektedir. Bugün kullanılan giriş yeri, kalenin esas giriş yeri değildir. Asıl giriş kapısı iç avlunun kuzeyinde, dört köşe planlı, iki kule arasında kalan yerdir. Üzerinde altı satır kitabesi bulunmaktadır. Kitabede özetle ‘Karamanoğlu Alaaddinoğlu Mehmet oğlu Sultan İbrahim inşa etti. Mamure beldesi ve kalesi savaş için yardım edilen köşedir. Korunan yerleşim yeri Allah yolunda hediye olarak cihat için onun yardımı ile tamam oldu. Allah’ın nimetlerinden verdiği uyanıklık ve doğru yolu gösterdiğinden şükürler olsun. Bu tarih Mükerrem Şevval ayında 854 yılında yazıldı.’ yazılıdır. Giriş kapısını dışarıya bağlayan ve hendekten kaleye girişi sağlayan köprü bugün mevcut değildir. Kalenin su ihtiyacı ana giriş kapısının kuzey doğusundaki burcun olduğu yerde yer alan ve hendek üzerinde iki sivri kemerle geçişi sağlayan suyolu ile sağlanmaktadır. Kalenin kuşatılması halinde su ihtiyacı kalenin değişik kesimlerinde bulunan sarnıçlardan da temin edilmiştir. İçinde yer alan ve 16.yy. Osmanlı mimarisinin klasik öğelerini taşıyan caminin ilk yapılışı Karamanoğulları dönemine aittir..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder