MERSİN İLİ KÜMBETLER
Lalaağa Camisinin doğusunda iki
türbe vardır. Üzeri konik çatı ile örtülü olduğundan bunlara kümbet
demek daha doğru olur. Muntazam kesilmiş küfeki taşları ile yapılmış
kümbetlerin birinde üç, diğerinde dört mezar vardır. Bunlardan biri
Karamanoğullarından Musa Bey'e (Lalaağa)' ya aittir.
LALAAĞA CAMİİ
Karamanoğlu İbrahim Bey' in emirleri ile Lalaağa tarafından
yaptırılmıştır. Kare planlı ve tek kubbeli caminin son cemaat yeri, beş
küçük kubbe ile örtülmüştür.
Dağ Cami: Mut'un 2 km güneybatısındadır. Selçuklular dönemine ait olduğu
(11. yy. sonları) sanılmaktadır. Çevredeki devşirme taşlarla
yapılmıştır.
KIZIL MİNARE :
Rengi nedeniyle bu adı almıştır.
Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle
birlikte Karamanoğulları döneminde yapıldığı sanılmaktadır.
NURE SOFİ TÜRBESİ :
1228 yılında Selçuk Sultanı 1. Alaüd'- din Keykubat tarafından Ermenek
Kalesi civarına yerleştirilen Karamanoğlu Beyliğinin ilk tarihi
şahsiyeti Nure Sofi'dir. Karaman adını verdiği oğluna beyliği
devretmesinden sonra ömrünü Mut'ta geçirmiş ve ölümü üzerine Sinanlı
nahiyesi Değirmenlik Yaylası (Yalnızcabağ köyü) 'ne gömülmüştür
TARSUS
ESHAB-I KEHF CAMİİ
Tarsus'un kuzeybatısında 14 km.
uzaklıkta Dedeler Köyündedir. Kuran-ı Kerim'de Kehf Suresinde sözü
edilen bu mağara Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılır. Mağaraya
15-20 merdivenle inilir.
Eshab-ı Kehf Mağarasına ait bir efsane halk arasında anlatılır;
"Mitolojik tanrılara inanışın, gücünü kaybettiği dönemlerde, tek Tanrıya
inandıkları için eziyet edilmekten kaçan Hıristiyan dinine mensup
Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernuş, Sazenuş, Tebernuş ve Kefeştetayuş
adında yedi genç, Putperestliğe dönmeyi kabul etmediklerinden Rum
Hükümdar Dakyanus'un huzuruna çıkarılmışlar. Bu hükümdar, Putperestlik
dinine bağlı kalmalarını, aksi takdirde kendilerini öldürteceğini
söyleyerek birkaç günlük zaman vermiş. Köpekleri Kıtmir ile birlikte bu
yedi genç ölümden kurtulmak için verilen süreden faydalanarak kaçmışlar
ve bu mağaraya sığınmışlar. Allah tarafından kendilerine 300 yıl süre
bir uyku verilmiştir. İlk uyanan, yiyecek almak için kente gider ama,
elinde bulunan zamanı geçmiş para yüzünden yakalanır. Yakalayan parayı
nerede bulduğunu ve oraya götürülmesini ister. O da yalnız olmadığını
yedi arkadaşıyla beraber mağarada kaldığını söyler. Onunla birlikte
mağaraya geldiğinde yedi yavru kuşun tünediği bir yuvadan başka bir şey
görmemiştir. Bu nedenle burası Yedi Uyurlar Mağarası diye de anılır."
Halk arasında ziyaret dağı olarak bilinen dağ, konik biçimi ve
topoğrafik görünümü itibariyle doğal bir özellik arz eder. Mağara 300 m2
büyüklüğünde 10 m yüksekliğindedir. Mağaranın içinde 3 tünel mevcuttur.
Eshab-ı Kehf Mağarasının yanına Osmanlı Padişahı Abdulaziz tarafından
1873 yılında bir mescit yaptırılmıştır
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder